Sosyal Medya

Makale

DavutoÄŸluÂ’nu dinlerken

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun, Ak Parti’nin Afyonkarahisar’daki istiÅŸare toplantısında yaptığı konuÅŸma, onun “efradını cami, aÄŸyarını mani” zihin dünyasının ürünü olması hasebiyle son derece dikkat çekici bir özellik taşıyordu.

Eskiler, bir meselenin tarifini - tanımını böyle çerçevelerler: Tarif efradını cami aÄŸyarını mani olmalı. Yani içinde bulunması gerkekenleri içinde bulundurmalı, dışarda kalması gerekenleri de dışarda bırakmalı.

DavutoÄŸlu, hükümetinin güven oyu almasının üzerinden iki ay gibi bir zaman geçmiÅŸken, adeta Ak Parti kadrolarının zihin dünyasını tazelemek gibi bir saikle ve ülke-dünya kamuoyuna durdukları yeri bir kere daha anlatmayı amaçlar gibi, Ak Parti’nin 12 yıllık yürüyüÅŸünün fikri- felsefi - vizyoner çerçevesini yeniden ortaya koydu ve dediÄŸim gibi, ondan beklediÄŸim gibi, kendi içinde tutarlılığı büyük özenle arayan bir muhtevayı sundu. Efradını cami, aÄŸyarını mani demem bunun için. 

Ben ondan, bir konuyu sunarken, onunla ilgili doÄŸabilecek bir soruyu ıskalamasını beklemem. Iskalarsa, onda performans düÅŸüklüÄŸü olduÄŸunu, bir zaaf sergilediÄŸini düÅŸünürüm. Öyle bir ıskalama durumunun onda sancı doÄŸuracağına inanırım. Bu, kendi fikri muhtevasını süzmüÅŸ bir düÅŸünce adamının olmazsa olmaz karakteridir.

Bu sistematik zihin yapısı, günlük tepkiler - dalaÅŸmalar üzerine kurulu ülkemiz siyasetinin alıştığı bir durum olmayabilir. Onun için zaman zaman DavutoÄŸlu’nun “hayalci, maceraperest” gibi insafsız suçlamalara maruz kalması yadırganmamalıdır. 100 yıllık parantezin kapanması, Türkiye’nin bölgesinde yeniden yapılanmaya öncülük etmesi gibi ufukları hiç gündemine almamış, hep tayin edilmiÅŸ statüler içinde dolaÅŸmaya alıştırılmış, bir tür iÅŸkenceci sine aşık, bir tür tırmanma, sıçrama sınırları empoze edilmiÅŸ kadroların yürüdüÄŸü siyaset zemininde “Bir baÅŸka coÄŸrafya mümkün, bu coÄŸrafyada Türkiye bir baÅŸka rol üstlenilebilir, hep 100 yıl önceki tayin edilmiÅŸ statüye mahkum olmamız gerekmiyor” diyen, yeni bir sıçrama yüksekliÄŸi koyan adam, yadırganabilir.

Dün DavutoÄŸlu’nu dinlerken, bilmem karşısındaki Ak Parti kadroları ne düÅŸündü ama, ben, ülkenin ve toplumun önüne “Farklı bir Türkiye rüyası” koyan ve kendisini böyle bir rüyanın hakikat olması heyecanı ile donatan yepyeni bir siyasetçi profilinin varlığını gözledim. Bu profil, belli ki 12 yılın yorgunluÄŸu içinde deÄŸil, o yorgunluÄŸu hissetseydi, inanırım ki DavutoÄŸlu o görevi kabul etmezdi. Yeni bir aÅŸka soyundu bana göre DavutoÄŸlu.

Aslında birkaç isim sayacağım Ak Parti içinden, Tayyip ErdoÄŸanAbdullah GülBülent ArınçAli BabacanAhmet DavutoÄŸlu, baÅŸka pek çok isim de sayılabilir, ben Cemil Çiçek’i ilave ederim bu isimlere, geldiÄŸi gençlik günlerini bildiÄŸim için.... bunlar, 100 yıl önceki yere kapaklanmanın acısını yüreklerinde hisseden ve“Yeni bir Türkiye”nin mümkün olduÄŸuna, bunun için mücadele vermenin, hayatını ortaya koymanın deÄŸeceÄŸine inanan nesillerin sembol isimleridir. Dün DavutoÄŸlu’nun söylediÄŸi gibi, babaları anaları tarafından, böyle bir aÅŸka uÄŸurlanan insanlardır. Bunların yüreÄŸinde sadece Türkiye topraklarında yere düÅŸmüÅŸlüÄŸün sancısı deÄŸil, Balkanlar’dan Yemen’e, Trablus’tan DoÄŸu Türkistan’a kadar yaÅŸanan acıların izleri depreÅŸir. Ama her ÅŸeyden önce Türkiye ayaÄŸa kalkmalıdır. Türkiye yaralarını sarmalıdır. 

Allah nasip etti, Türkiye’ye hizmet etmenin sorumluluÄŸu yüklendi omuzlarına...

Bu nesil, bu sorumluluÄŸun ne manaya geldiÄŸini çok iyi bilen nesildir.

Bu nesil, Türkiye’nin ayaÄŸa kalkmasının insanlık için nasıl bir anlam taşıdığını yüreklerinde hisseden bir nesildir.

DavutoÄŸlu’nu dinlerken, onun ne kadar yürekten konuÅŸtuÄŸunu hissederim ben.

O yürek tınısı, belki 100 yıldan beri kaybedilmiÅŸ alanların hüznünü ve kurtuluÅŸ hasretini taşır.

Bu nesil, mesela Türkiye’ye kaybettirecek bir gidiÅŸin vebalinden korkar. Onun için “maceracılık” suçlamalarını asla hak etmeyecek bir nesildir. KaybedilmiÅŸ bir yüz yılı yeniden toparlamaya çalışırken, maceraya yönelinebilir mi?

Åžöyle düÅŸünüyorum: Tabii ki muhalefet yapılacak, tabii ki farklı öneriler olacak, ama iÅŸi, sırf muhalefet için olmaktan çıkarmak ve “Türkiye sevdası”nda buluÅŸmak öncelikli olursa, iktidar yarışı bile bu eksende sürdürülebilirse Türkiye kazanır, herkes kazanır. Siyaseti kısır bir döÄŸüÅŸe indirgemenin yolu da bu olmalı. 

STAR GAZETE

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.